Sülük tedavisi sırasında kullanılan sülüklerin imha edilmesi yerine, nasıl kusturulabileceği ve doğru zamanda bu işlemin nasıl yapılacağı konusunda araştırmalar yapılıyor. Sülüğün doğru kusturulması oldukça önemli bir uygulamadır. Eski dönemlerde sülükleri kusturmak için kuyruk bölgesinden başlayarak bası uygulanır ve sırttan devam eden basılar ile sülüğün kusturulması sağlanırdı.

Eski dönemlerin teknikleri bu soruya cevap vermektedir. Ancak bu işlem, sülüğün emme işlemi bittikten sonra tekrar kullanılmak amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Sülükler mide krampları geçirerek kusma işlemi gerçekleştirirler. Kan ile aynı özellikleri ihtiva eden kan sıvısını emdiği bölgeye ağız yolu ile dışarı çıkarmalarına "sülük kusması" denir. Tedaviye başlamadan önce sülüğün koyulacağı yer özenle saf su kullanılarak temizlenmelidir. Temizlenen bölgeye kesinlikle alkol, kolonya, kokulu maddeler, yağlar, krem ve benzeri maddeler kullanılmamalıdır. Sülüğü bölgeye koyacak kişinin muhakkak ellerini de kimyasal madde kullanmadan dezenfekte etmesi şarttır. Bu durumlarda sülük ya emmeyi reddeder ya da emerken kusmaya başlar.

Kullanılacak olan sülükler çok zor ya da hiç ısınmıyorlarsa yeni bir sülük ile uygulamaya devam edilmelidir. Isınmayan sülükler muhtemelen strese girmiş olabilirler ya da sülüğü tutan kişinin ellerinde, nikotin, sabun veya kimyasal koku yayan bir madde vardır. Bu durumda eller sadece suyla tekrar yıkanmalıdır. Eğer sülük hala ısınmamakta ısrarcı ise bölgeye temiz bir enjektör ile küçük bir delik açılarak bir damla kan çıkmasını sağlayın ve sülüğü kan kokusunu alması için yaklaştırın. Sülükler kan kokusu aldıkları andan itibaren bölgeyi ısırmaya başlayacaklardır.

Isırma ve emme esnasında sülüktan şeffaf bir sıvı dışarıya doğru akım yapar, buna serum denir. Bu sıvı kanın suyu ve tuzudur ve emme sırasında emdiği kanı daha fazla depolaması için bu sıvıyı dışarı verir. Böylece daha fazla kan emmesine sebep olur. Dışarı atılan bu sıvı kandaki tüm özellikleri taşır ve dolayısıyla kanda bulaşıcı bir mikrop varsa eldiven kullanılmadığı takdirde bu mikrop uygulayıcıya bulaşma riski taşıyabilir. Sülükler kanı emdikten bir süre sonra kendiliğinden düşerler ancak her sülükte düşme durumu aynı şekilde gözlenmez. Bazı sülükler emme esnasında uykuya dalarak düşme durumu gerçekleşmeyebilir. Bu tarz durumlarda sülük ilk olarak parmak ucuyla hafifçe uyarılarak harekete geçirilir. Kısa yolu tercih edip uyuyan sülüğün üzerine tuz, ateş ve alkol gibi maddeler sürülmez; bu çok yanlış bir harekettir. Zira canı yanan sülük kusmaya başlar. Bu tedavi yönteminde hiç de istenmeyen bir durumdur. Sülükler doymadan düşmezler. Eğer bir sülük doymadan düşmüşse asla aynı sülüğü tekrar kullanmayınız ve imha işlemi gerçekleştiriniz. Tekrar tutturma işleminde sülük kusar ve daha önce emdiği hastanın kanı sizin kanınızla karışır. Bu, kişi için büyük risk taşır. Çünkü daha önce emdiği hastada bulaşıcı bir mikrop olabilir. Sülüğün neden düştüğü bilinmesi gereken çok önemli bir detayıdır. Uzman doktor sülüğün vakum yaptığı ağzını kürdan gibi bir nesneyle sıyırarak alır ve sülüğün kusmasını engeller. Bu tedavi kesinlikle uzman doktorlar tarafından yapılmalıdır.